Kayıtlar

Artık 6 haftalıksın

 Artık 6 haftalık oldun. Doğdun kızım! Güneş, artık seninleyiz. Önceki yazıyı sana 20. hafta civarında yazmışım. Aslında oralardan sonra adım adım anne karnında gelişmeni takip ettik. 37. haftaya geldiğimizde annen artık iş kanunu gereği doğum iznine çıkmak zorundaydı ve böylelikle hamileliğin son dönemecine de girmiş bulunduk. Mayıs ayının başında annen izine çıkmış oluyordu. Annen kendi başına vakit geçirmeye çalıştı. Doğum için çanta hazırlamak, ihtiyaç dahilinde alış-veriş yapmak dışında film seyretti, zihnini boşalttı, kendini dinledi. Zaman zaman dışarı çıktık, birlikte yürüdük. Bir hevesle seni bekledik. 22 Mayıs akşamı anneni Has Fırın'a götürdüm. Yemek yedik. Onu izlerken bir farklılık hissettim ancak adını koyamadım. Sanki bir rahatlık vardı bakışlarında. Sonra eve geldik, annen benden önce yattı sanırım. Yatak odasına 00:00'dan hemen sonra girdim muhtemelen ve yoğun bir koku olduğunu fark ettim. Bir şey diyemedim çünkü tuvalet kokusu gibiydi, söylersem üzülür filan d
  Kıymetli Arslanbala, Nereden başlanır, nasıl yazılır diye düşünüyorum bir süredir. Yazmak doğru mu, değil mi kısmını sanıyorum çözdüm. Umarım bunu okuduğunda, etkilendiğinde, annen ve ben bu ana şahit oluruz. Bugün bunu düşündüm. Kaç yaşına gelince okuyabilirsin acaba? İnsan bilemiyor. 15? neden 14 değil ki? “Sanırım bunu okumaya başlama zamanın geldi evlat!” (amerikan dublaj gibi okunmalı son cümle) Belki böyle, hazır olduğunu hissettiğimizde okuyabilirsin herhalde. Girişi çok uzatmak istemiyorum ama nasıl olsa istediğim gibi, istediğim kadar yazmakta özgürüm. Beni kim tutabilir ki?   Neden böyle bir şey yapıyorum? Neden yazıyorum? Çünkü, ben doğmadan öncesini hep olmayan dönem gibi görüyorum. Kendi algım hep böyle oldu. Anlatılıyor ama, mazi hatırlanırken, hep bir boş bakmalar gerçekleşiyor anlatıcıda. Sen de böyle kek gibi kalıyorsun. Akıcılık sağlanmayınca, sanki o zamanlar yokmuş gibi geliyordu bana. Ölmüş o vakitler gibi. İstedim ki, anne rahmine düştüğün günü sıfır noktası ola